20 Mayıs 2009 Çarşamba

yalancı sarma


Yalancı Yemekler Etkinliği'ne..

Çocukluğumun en sevdiğim yemeklerinden biri.. Bildiğimiz yaprak sarmadan bile daha çok severdim. Hala da öyle.. Aslında bildiğimiz kısır gibi.. de değil ama:)
  • 2-2.5 su bardağı orta boy bulgur
  • bolca taze nane, maydanoz
  • taze soğan
  • zeytinyağ
  • 1 tatlı kaşığından biraz fazla domates salçası
  • kuru nane, pul biber, tuz
  • asma yaprağı ( taze olacak, salamura değil )
  • nar ekşisi
Kısırdan daha sulu yapılır. Bulguru sıcak suyla kabartıyorum. Çektikçe daha sıcak su koyarak, istediğim kıvamı ayarlıyorum. Yani kısır gibi kuru olmuyor. Bir de kısır genelde köftelik bulgurdan yapılıyor. Bulgur iyice kabarınca, ayrı bir kapta salçayı zeytinyağında iyice eziyorum. Sonrası malum, yeşillikleri ince ince kıyıp diğer bütün malzemelerle birlikte karıştırıyorum.
Özellikle bu mevsimde çok güzel oluyor. Asma yapraklarının yeni çıktığı ve tazecik olduğu dönem. Yaprağın kendine has ekşimsi bir tadı vardır. Yaprakları güzelce yıkıyorum haşlamadan önce. Çünkü haşladıktan sonra, suyundan da koyuyorum 1-2 kaşık bulgurun içine. Çok güzel bir tat veriyor. Sarma işlemi yerken yapılıyor. İlla ki sarma gibi düzgün sarmaya gerek yok. Koyun yaprağın içine, bohça gibi yapın yemeğe hazır:)) Ama isterseniz sarabilirsiniz de..

16 Mayıs 2009 Cumartesi

çilek şanti

Bu akşam oğlum bu mevsimdeki en favori meyvesinden kendine çilek şanti hazırladı. Krem şanti yapımı ve sunum ona ait. Ben sadece çilekleri temizledim.
Çilek gibi kokan çileklerle yapılan şantinin tadı da görüntüsü gibi nefisti...

12 Mayıs 2009 Salı

akhisar köfte

Günlerden çarşamba.. Akhisar'ın pazarı..
Çevre köylerden alışveriş için gelenlerle çarşı çok kalabalık. Esnaf bu durumdan memnun, haftanın en iyi işini yaptıkları günü bugün. Genelde her dükkanın önünde renk renk hortumlar, ham çuval yığınları, sulama aparatları, dükkanın raflarında zirai ilaçlar...
Babam akşamdan 'Yarın çarşamba, okuldan sonra bana yardıma gel!' diyor. Okuldan çıkıp doğru dükkana gidiyorum. Kasanın olduğu masanın arkasına geçiyorum. Babam hemen önüme bir 500 lük atıyor. ' Buradan 365 lira al! ' diyor.
Bu arada paralardaki rakam aralığı nasıldı o zamanlar tam hatırlayamadım!?:))
Hata yapmamalıyım. Para üstünü sayıp, babama veriyorum. Bakıyorum o da bana farkettirmemeye çalışarak kontrol ediyor ve müşteriye veriyor para üstünü. Zamanla açılıyorum, rahatlıyorum. Para üstünü daha kolay hesaplıyorum. Yerimden kalkıp soranlara malları gösteriyorum. Aklımda kaldığınca yada babama sorarak fiyat söylüyor ve bundan keyif almaya başlıyorum. Şimdi düşünüyorum da o zamanlar ben mi babama yardım ediyordum ? :)

Eveet!! Akhisar Köfte bu hikayenin neresinde?
Köfte bu hikayenin yövmiyesinde:)) Eee böyle çalışınca, karşılığında bir porsiyon köfteyi de hakediyordum tabii... Dükkan biraz sakinleyince babam ' söylüyorum köfteni bir mi buçuk mu? ' diyor. Arasta da köfteci çok. Bir üst sokakta Köfteci Destan, Köfteci Ramiz Rasim ve Oğulları.. Yandaki sokakta Dönmezler Köfte; Rahmetli Kemal Amcam :( Hepside babamın yakın arkadaşları, arastanın esnafı... Her seferinde farklı yerden geliyordu köfteler. Hepsi de birbirinden lezzetliydi..
Artık o dükkan yok, babam yıllar evvel emekli oldu. Oğlum ve eşimle birlikte Akhisar'da köfte yemek istediğimiz zaman, özellikle bizim çarşıya gidiyoruz. Değişmeyen beyaz tabaklar, hızlı hızlı hareket eden garsonlar..
Şimdilerde İzmir ve İstanbul'da da karşıma Köfteci Ramiz ve Akhisar Köfte çıkıyor. Onların bu müthiş tadı giderek her yere ulaştırmayı başarmalarını gururla izliyorum. Değişmeyen pidenin ve köftenin tadını her yerde bulabilmek beni çok mutlu ediyor. Ama yine de bizim çarşıda, o küçük dükkanlarda yediklerimin yerini hiçbiri tutmuyor...

Yukarıdaki resmi Köfteci Ramiz sayfasından aldım. www.kofteciramiz.com
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...