26 Aralık 2011 Pazartesi

turp otu salatası


Vakit bulup pazara çıkamadığım için, markette tazecik turp otlarını görünce, oyuncak bulmuş çocuk gibi sevindim. En dıştaki kart yapraklarını ayıkladım. Sonra defalarca yıkadım toprakları gitsin diye. Suda beklettim, tekrar yıkadım, tekrar beklettim ve yine yıkadım. Nihayetinde haşlanmaya hazır hale geldiler sevgili otlarım...
Kaynayan suya yavaş yavaş ilave ettim hepsini. Sapları azıcık yumuşayınca hemen sudan aldım. Yarım limonun suyu ve Akhisar'dan gelen yeni zeytinyağını gezdirdim üzerine kokusunu duyarak. Ardından yine Akhisar'dan gelen henüz tamamen tatlanmamış kırma zeytinlerden attım üstüne birkaç tane, tam sevdiğim gibi acı acı... Renklendirmek için bu güzel tabağı, küçük doğranmış portakal dilimleri koydum üzerine... 
Ege Mutfağı'nda meze niyetine süslese de balık sofralarını, benim soframda taze ekmekle ana yemek gibiydi  turpotu..

Afiyetle ve sağlıkla kalın..


10 Aralık 2011 Cumartesi

Dr.Oetker Sultan Tatlısı


Blog buluşmamızdan beri yapılmayı bekliyordu 'Sultan Tatlısı'. Vedat Babamın seveceğini düşünerek, işten gelir gelmez yapmaya koyuldum. Kutunun üzerindeki tarife birebir uyarak hazırladım.
Önce şurubunu koydum ocağın üzerine. Arasıra gözüm şurupta, hamurunu hazırladım hemen. Zaten malzeme hazır.. yumurta ve margarini  ilave edip yoğurdum.
Yemek saati yaklaştığından, bir tarafta da salatamı hazırladım, sofrayı kurdum. Ardından hamura şekil verip, fırına attım.


Önce Ayhan Annem ve Vedat Babam geldi, ardından evin erkekleri...
Tatlı yemeğe oturmadan önce şuruplanmıştı bile..
Ve gecenin ilerleyen saatlerinde ev halkına servis edildi. Çok sevildi, herkesten tam not aldı.


Bu akşam çok hamarattım çookk :)
Teşekkürler Dr. Oetker...


23 Kasım 2011 Çarşamba

enginarlı pilav


Haftanın 7 gün değil de, 2 gün olduğunu düşünüyorum son günlerde. Pazartesi ve cuma..
Zamanın nasıl hızlı akmasıdır bu.
Oğlum da geçen sabah, haftanın çok çabuk geçtiğini söyledi. ''Birşey için daha bir hafta var diyorum. Bakıyorum gelmiş bile..''dedi.
Belli ki büyüyor...

Bu nefis enginarlı pilav da geçen hafta yapıldı.

Malzemeler:

  • 1.5 su bardağı pirinç
  • 2 enginar
  • 1 küçük çay bardağı bezelye
  • 1 adet ince taze soğan
  • 1 küçük veya yarım kuru soğan
  • zeytinyağ
  • yarım limon suyu
  • tuz
  • dereotu
Yapılışı:
  • Kuru soğanı doğrayıp, 1 yemek kaşığı kadar zeytinyağda biraz kavurun.
  • Taze soğanları ince ince kıyıp, üzerine ekleyin.
  • Enginarları ters olarak kapatın ve üzerini kapatacak kadar sıcak su ekleyin.
  • Yarım limon suyunu ilave edin. (Sulu veya büyük bir limon ise kontrollü koyun.)
  • Hafif diri kalacak kadar pişirin. Ocaktan almadan 5 dakika önce bezelyeleri ilave edin.
  • Bütün enginarları soğuyunca küp küp doğrayın.
  • Pilav tenceresine 2 yemek kaşığı zeytinyağı ve isterseniz 1 tatlı kaşığı tereyağ ilave edin.
  • Daha önce ılık suda bekletmiş olduğunuz pirinci yıkayın ve tencereye ilave ederek, 1-2 dakika kavurun.
  • Enginarı pişirdiğinizi bezelyeli su da dahil 2 bardak suyu ve enginarları ilave edin.
  • Biraz tuz ilave edin.
  • Suyunu çekinceye kadar pişirin.
  • Ocaktan aldıktan sonra, ince kıyılmış dere otu ilave ederek kapağını kapatın. Kapağın altına havlu kağıt koyarak demlenmeye bırakın.
  • Demlendikten sonra karıştırarak servis edin.
Sağlıkla ve Afiyetle kalın..

15 Kasım 2011 Salı

kısır

''Her yiğidin yoğurt yiyişi farklı olur'' misali, hemen kısır tarifimi paylaşıyorum. Hiç bilmeyenlere benden bir tarif, bilenlere de 'başkaları nasıl yapıyor?'' için belki bir alternatif...

Malzemeler:
  • 2.5 su bardağı ince köftelik bulgur
  • 2 su bardağı sıcak su
  • yarım demet maydanoz
  • yarım demet nane
  • 3-4 adet taze soğan
  • 3/4 su bardağı zeytinyağ
  • 1 yemek kaşığı biber salçası
  • 1/2 yemek kaşığı domates salçası
  • 1/2 çay bardağı limon suyu
  • 2 adet yeşil biber
  • 5-6 adet kornişon salatalık turşusu
  • 1 tatlı kaşığı pul biber
  • 1/2  çay kaşığı kimyon
  • 1 tatlı kaşığı kuru nane
  • tuz
  • nar ekşisi
Öncelikle verdiğim tüm ölçüler benim yaklaşık ölçülerim olup, genelde hazırlarken tadına bakarak arttırırım.

Yapılışı:
  • Bulguru geniş bir kaba alıp, sıcak suyu ilave edin ve şişmesi için kenara alın.
  • Tüm yeşillikleri ince ince kıyın.
  • Salçaları zeytinyağında iyice karıştırarak ezin.
  • Suyunu iyice çeken bulgura, zeytinyağlı karışımı ve biberleri ilave edip iyice karıştırın.
  • Biraz bekleyip, tek elinizle biraz yoğurun. (eldiveniniz yoksa, buzdolabı poşeti bu iş için ideal)
  • Malzeme ılınınca yeşillikleri, limon suyunu ve isteğe bağlı nar ekşisini ilave edin.

Kısırı marul, domates, turşu, turp, roka ile servis edebilirsiniz. Asma yaprağı da olabilir. Ama asma yaprağı yalancı sarmaya daha çok yakışıyor. Yalancı sarma pilavlık bulgurdan ve daha sulu yapılır. İçine domates de konur. Özellikle taze yaprakla nefis olur.
Afiyetle kalın..

6 Kasım 2011 Pazar

1. İzmirli Yemek Bloğu Yazarları Buluşması

Blog yazmanın bana keyif verdiğinden bahsederim sık sık. Sadece yemek yapmak değil zevk aldığım... Çok sık giremesem de, mutfakta vakit geçirmekten, birşeyler yapıp sunmaktan, bunları fotoğraflayıp, yazıya dökmekten keyif alırım.
Ama malumunuz Vakit Buldukça...
Bu işin keyif aldığım diğer bir yönü de, benimle aynı hobiyi paylaşan arkadaşlarla biraraya gelmek. İki yıldan bu yana, çok güzel insanlarla tanıştım. Daha çok firma etkinliklerinde bir araya geliyoruz yemek blog yazarları ile. Ama hem mail grubumuzdan hem de facebook grubumuzdan sürekli iletişim halindeyiz.
Bu arada yazar kelimesi bana biraz iddialı geliyor aslında. Blogda da olsa bir yazma olayı var neticede, ama asla yazarlık değil bizim yaptığımız. 'Blogger' da Türkçe bir kelime değil. Blog yazarı diyoruz mecburen...
Geçtiğimiz pazar günü bu güzel insanlarla biraraya geldik. Firma etkinliklerini beklemeyelim, bu işi gelenekselleştimek için de buluşmamıza ''1. İzmirli Yemek Bloğu Yazarları Buluşması'' diyelim dedik. Sevgili Tülay, İsmet, Petek, Sedef ve Figen bizlere çok keyifli bu toplantıyı organize ettiler. Buluşma yeri olarak da Girne'de Sedef'in de işletmecisi olduğu 'On A Cafe'yi tercih ettik.

Her katılımcı bir çeşit ikram yaparak geldi. Sedef de bizler için mantı hazırlamıştı. Yemek yapmayı sevenler biraraya gelince, keyifli olduğu kadar bol kalorili de birgün oldu.

Ben de istek üzerine, kısır yaparak gittim.


Buluşmamıza birçok firma destek vererek renk kattı. Lezita, Dr Oetker, Yonca Gıda,  Özlem Demircan Prodüksiyon, Karanlık Oda Fotoğraf Merkezi, Kırmızı Kadın Dergisi, Tupperware, Pınar...

LEZİTA'ya geçtiğimiz mart ayında gerçekleştirdiğimiz fabrika gezisinden sonra, LEZİTA ürünlerini daha güvenle tüketmeye başladım. Tavuk, yumurta ve işlenmiş ürünler..  Özellikle siyah tabaklarda satışa sundukları özel ürünleri denemenizi tavsiye ederim.  Pazar günü LEZİTA'dan Burcu Hn., Gülşah Hn., Mine Hn. ve Besime Hn ile tekrar biraraya geldik. Birbirinden lezzzetli kroketleri, kendi elleriyle hazırlayıp, bizlere sundukları için de ayrıca çok teşekkür ederiz, ellerinize sağlık!


Dr.OETKER benim gibi tatlı düşkünü birisi için vazgeçilmezlerden. Her ne kadar birçok tatlıyı kendimiz yapabiliyor olsak bile, özellikle zamanla yarıştığımız yaşam koşuşturmasında Dr. OETKER'in çeşit çeşit ürünleri mutfağımızı renklendiriyor. Üstelik her zaman lezzet ve sunum garantili...
Buluşmamıza katılıp, bizi bilgilendiren Emine Hanım ve Arzu Hanım'a da çok teşekkürler. Bizlere bundan sonra, farklı platformlarda da biraraya geleceğimizin müjdesini verdiler. Heyecanla bekliyoruz..

 
Etkinliğimize DEMİRCAN PRODUKSİYON Özlem Demircan'ın 3 güzel tablosu da renk kattı.
Çok şeyler anlatan, 3 etkileyici  fotoğraf...
Özlem Demircan Afrika'da geçirdiği bir aylık sürede çektiği fotoğraflardan ''Pamuk  İpliğindeki Yaşamlar'' konulu bir sergi açarak, gelirin tamamını UNICEF'e bağışladı. Bu güzel sergiden  3 büyük boy tablo da, çekiliş sonucu 3 arkadaşımızın oldu.
 

YONCA GIDA, bizi yanlız bırakmayan diğer firmalarımızdan biri. Sıvı yağ, konserve ürünler, ketçap, mayonez, salça ve turşu ürünleriyle kalitesini kanıtlayan  memleketimin işletmesi :) Malum Manisa firması..  Bizlere denememiz için gönderdikleri fesleğenli makarna sosunu denedim, özellikle öneriyorum. Cana Hanım'dan Ayşe Tüter ile yapılacak etkinliklerin müjdesini aldık. Desteği çin Cana Gedik hanıma çok teşekkürler...


Sevgili Zeynep bizi yeni bir dergi ile tanıştırdı. Rengarenk bir dergi KIRMIZI..
Bağımsız kadın dergisi RENGARENK KIRMIZI'DA 7 dergi bir arada... Yaşam, Anne-Çocuk, Kişisel Bakım, Yemek, Moda, Kariyer ve Şehir..
Aradığınız pek çok şeyi bulacaksınız..


Yemek Blog Yazarları için yemek yapımı kadar, yemeğin sunumu ve işin fotoğraflandırma kısmı da çok önemlidir. Yemeğin lezzeti, fotoğrafla  geçer okuyucuya..
KARANLIK ODA FOTOĞRAF MERKEZİ, 1 katılımcıya  ücretsiz Temel Fotoğrfçılık Eğitimi   verdi.


 
TUPPERWARE kalitesi ve kullanım kolaylığı ile tüm hanımların gözdesi. Güzel hediyeleri için teşekkürler.

Ayrıca gönderdikleri içecekler için PINAR'a  da çok teşekkürler...

Günün değerlendirmesini yaparken, buluşmalarımızı küçük birer Sosyal Sorumluluk Projesi'ne dönüştürebileceğimiz konusuna da değindik. Belki yaptıklarımızı kermes düzenleyerek satabileceğimizi, elde ettiğimiz gelirle ihtiyacı olan çocuklara yardım edebileceğimizi düşündük. Ya da yılbaşında ihtiyacı olan çocuklar için ayakkabı, mont gibi hediyeler alıp ve kurabiye kek vs. yaparak okulda onları sevindirebileceğimiz de alternatifler arasındaydı. Herbirimiz  önceki tecrübelerimizi paylaştık.
Sonuç olarak az yada çok birşeyler yapılması hepimizin arzusuydu.

Tülay , İsmet ve Petek'e bu güzel organizasyon için, Sedef'e On A Cafe'deki mükemmel ev sahipliği için, Figen'e her daim desteği ve güzel fotoğraflar için çok teşekkürler.
Her ne kadar arada buluşmalarımız devam edecek olsa da, Geleneksel 2. buluşmamızı Mayıs ayında yapmaya karar verdik. Bayrağı Elvan, Çiğdem, Serap ve ben devraldık.
Şimdiden kolay gelsin..

22 Eylül 2011 Perşembe

izmir köfte


İzmir'den bir köfte : İzmir Köfte
Yazın hafif zeytinyağlı yemekler pişerken, arada da bir tepsi İzmir Köfte atılır fırına. Eğer vakit yoksa, köfteyi de, patatesi de kızartmadan sıralayın tepsiye.. üzerine domates biberle birlikte hemen fırına..
Ama gerçek bir İzmir Köfte yapmak istiyor ve lezzete lezzet katmak istiyorsanız buyrun tarife...

Malzemeler:
  • 500 gr az yağlı kıyma
  • 1 adet kuru soğan
  • 1 adet yumurta
  • maydonoz
  • tuz, karabiber, kırmızı pul biber,kekik
  • 1 su bardağı ufalanmış bayat ekmek
  • 3-4 adet domates
  • 4-5 adet patates
  • 2-4 adet yeşil biber
  • 1 tatlı kaşığı biber salçası
  • zeytinyağı
Yapılışı:
  • Soğanı rendeleyip , ekmeği ufalayın. Ya da ikisini de robottan geçirin.
  • Yumurtayı, baharatları,tuzu, maydanozu ve kıymayı da ekleyip yoğurun.
  • İnce,uzun şekil verin. İzmir Köfte'nin özelliği yassı olmaması.
  • Patatesleri soyup, elma dilimi şeklinde dilimleyin.
  • Köfteler ile patatesler aynı boyda olursa daha güzel görünür tabakta.
  • Patates ve köfteleri sırasıyla zeytinyağında çok az kızartın ve tepsiye sıralayın.
  • 2 iri domatesi rendeleyin.
  • Sosu için köfteleri kızarttığınız zeytinyağından 1 çay bardağı kadar yağı bir pişirme kabına alın.
  • İçine biber salçasını ilave edin. Kısık ateşte salçayı karıştırarak yağ ile özleştirin.
  • Rendelenmiş domatesi ilave edin.
  • Tuz ve kekik ilave edin.
  • Domatesin çiğ tadı geçene kadar pişirin.
  • Hazırladığınız sosu tepsideki köfte patateslerin üstüne dökün.
  • 1 domatesin kabuğunu soyup dilimleyin ve en üste sıralayın.
  • Aralarına biberleri sıralayın.
  • Tepsinin kenarından 1 çay bardağına yakın sıcak su koyun.
  • 180 C'de patatesler kızarana kadar pişirin.
Serap ''Hiç bu kadar lezzetli İzmir Köfte yememiştim'' dedi...
Övünmek gibi olmadı değil mi  :)

8 Eylül 2011 Perşembe

patlıcan çığırtma


Patlıcan Çığırtma Bergama yöresine ait zeytinyağlı bir yemektir. Yaz aylarının favori yemeklerinden olup, zeytinyağında çığıra çığıra kızartıldığından bu ismi almıştır. Kızartmayı sevmeyen var mıdır bilmiyorum ama, çığırtma benim için kızartmadan da öte bir lezzettir. Rahmetli babaannem bu yemeği kocaman bir tepside yapar, kastrada yavaş yavaş pişirirmiş. Bu şekilde yavaş yavaş piştiği için, daha da güzel olduğunu söyler annem.
Kızartma kısmı biraz sıkıntılı olsa da, yapımı kolay bir yemektir.
Pazardan, marketten nereden alıyorsanız sebzenizi, ince küçük patlıcanları çığırtma yapmak için atın bu kez torbanıza...

Malzemeler:
  • 1 kg ince patlıcan
  • 5-6 adet küçük boy biber
  • 7-8 adet domates
  • 8-10 diş sarımsak
  • kızartmak için zeytinyağ
Malzemeleri yazarken miktar verdim ama, bu yemek ölçüsü olmayan tariflerden aslında. Ana malzeme patlıcanı kişi sayınıza göre aldıktan sonra kalanları kendi damak tadınıza göre azaltıp çoğaltabilirsiniz. Mesela bizim gibi pişmiş sarımsağı çok sevenlerdenseniz, daha fazla koyacaksınız elbette.
Ama domatesten kısmayın sakın. Ne kadar çok, o kadar lezzetli...

Yapılışı:
  • Patlıcanların kabuklarını alacalı bir şekilde soyun.
  • Eğer uzunsa patlıcanlarınız, ikiye bölün. Ama kısa olması en iyi.
  • Patlıcanı elinizde dik tutun, bıçakla döndürerek spiral şeklinde derin çizin.
  • Baktınız olmuyor, patlıcan parçalandı. Bir diğerine farklı yerlerinden derin kesikler atın.
  • Zeytinyağında döndürerek hafifçe kızartın.
  • Kızarmış patlıcanları yayvan bir tencereye sıralayın.
  • Ardından bütün haldeki biberleri de kısa süre kızartıp, patlıcanların üzerine alın.
  • Soyulmuş sarımsakların bir kısmını patlıcanların kesik yerlerine sokarak, tencereye ilave edin.
  • Kabukları soyulmuş, irice doğranmış domatesleri tencerenin en üstüne dökün.
  • Kızartma yağından biraz ekleyin.
  • 1 çay bardağı ılık suyu ve tuzunu ilave ederek, kısık ateşte domatesler yumuşayıncaya kadar pişirin.
Bu yemeğin yanına bulgur pilavını çok yakıştırım ben ve yoğurdu..


28 Ağustos 2011 Pazar

İzmir ve Ege Mutfağında Pişenler


Pazar tezgahlarında bol bol patlıcan, kabak, fasulye, bamya, börülce var şimdilerde.. Domates, biber, salatalık, acuru da doya doya yemenin tam zamanı.
Şöyle patlıcanları zeytinyağında çığıra çığıra kızartıp nefis Patlıcan Çığırtma yapsak.. Ya da diyeti bozmayalım hiç kızartmadan Patlıcan Silkme yapalım.
Güneş yüzü görmüş çıtır çıtır kabaklardan Sinkonta da yapabiliriz aslında…
Sarımsaklı limonlu börülce salatası her akşam konulsa sofraya, itiraz eden olur mu?
Bahçesinde bu sebzeleri yetiştiren şanslı kişilerdenseniz eğer birer avuç topladığınız fasulye, bamya, kabak, patlıcan ya da ne varsa toprağınızda, olsun size Sebze Türlü…
Ve tüm bu sebzelerin tadını ortaya çıkaran zeytinyağı..
Zeytinyağı başrolde Ege Mutfağında…
Kahvaltı dahil eksik olmaz sofralardan. Pazar kahvaltılarında tazecik ekmeği naneli , pul biberli zeytinyağına banarak yemenin keyfi başkadır. İsterseniz limon da sıkın biraz.
Tam bir ot cennetidir...
Cibes, Turp Otu, Pazı, Arapsaçı, Isırgan, Radika, Deniz Börülcesi ve daha diğerleri..
İncelikleri vardır ot pişirmenin. Bir kere yemeğe yakın haşlanmalı otlar. Çok pişirilmemeli, mümkün olduğunca diri kalmalı otumuz, yeşil rengini korumalı. Kaynamış tuzlu suya yavaş yavaş atılmalı. Kararmaması için tencerenin kapağı açık bırakılmalı.
Üzerine limon suyu bir de sızma zeytinyağı…
Otun tadını bastırmasın der, sarımsak koymaz İzmirli..
Gördüğünüz gibi ot haşlaması deyip geçmemeli.
Ege Mutfağı’nda balık da olmazsa olmazlardan. Coğrafi açıdan şanslı olan Ege Bölgesi nasıl bir ot cennetiyse, denize kıyısı olması nedeniyle de balığı taze taze yeme şansına sahip Egeli.
Sütlü Balık, Fırında Çipura, Dilbalığı Tava, Asma Yaprağında Barbunya, Midye Dolma ve bunların yanında çeşit çeşit mezeler, salatalar..
Haftasonu yaklaşırken, dostlarıyla rakı-balık planı yapar İzmirli…
Deniz Börülcesi, İç Baklalı Enginarı, Kabak Çiçeği Dolması, Mücveri de var İzmir’in…
Lokma Tatlısı, Höşmerim, Cevizli İncir Tatlısı, Şambali, Kabak Tatlısı, Sakız Reçeli…
İzmir’in sembolü Kumru, Boyoz, Gevrek..
Ve daha burada adını sayamadığım diğerleri..
İzmir ve Ege Mutfağı, zeytinyağlı yemekleriyle, otlarıyla, balığıyla ülkemizin en sağlıklı mutfağı değil midir sizce de?

10 Ağustos 2011 Çarşamba

çikolatalı kek (muffin)


Dün sabah sevgili oğlum beni kızdırdı. Ben de benzer konuşmalarımdan birini daha yaparak, sinirle evden çıktım. Akşam eve geldiğimde, bir gece önce onun için yaptığım muffinler  Dr. Oetker'in şekerli glazürleri ile süslenmişti 

 
Tarif Evcini'nden...
 
 Malzemeler:
  • 2 su bardağı un
  • 2 çay kaşığı kabartma tozu
  • 1/2 çay kaşığı karbonat
  • 1/3 çay kaşığı tuz
  • 1 su bardağı şeker
  • 3 tepeleme yemek kaşığı kakao
  • 1 paket vanilya
  • 1/2 su bardağı çiçekyağı
  • 1 yumurta
  • 1 su bardağı süt
  •  1 paket kare çikolata
Yapılışı:
  • Bir kaba elenmiş unu, kabartma tozunu, karbonatı, tuzu, şekeri ve kakaoyu koyup karıştırın.
  • Başka bir kapta, yumurtayı çırpın. Süt, yağ ve vanilyayı ekleyin.
  • Bu arada kalıplarınızı yağlayın. Ben silikon kalıp kullanıyorum. Yağlama derdi yok.
  • Fırını 180 C'ye ayarlayın. 
  • Kuru karışımı, ıslak karışıma ekleyip iyice karıştırın. Pütür kalmasın.
  • Kalıplara birer kaşık paylaştırın.
  • Aralarına birer parça çikolata koyup tekrar üzerine bir kaşık hamur koyun. Hamurun seviyesi kalıbın üçte ikisini geçmesin.
  • Fırına koyup 20-25 dakika pişirin.


Hoşuma gitmedi dersem yalan olur ....



27 Temmuz 2011 Çarşamba

bademli tavuk pane


Deniz.. Güneş.. ve keyifli bir tatil..
Bu nefis pane de, bir öğle yemeğinden..
Tarif Sevgili Aliye'nin.. Sırrı üstündeki çok baharatlı kaplamasında. Aliyecim önceden hazırlayıp getirmiş kaplama karışımını. Serbay Usta da çok güzel pişirdi. İkisinin de ellerine sağlık..

Ne yapıp edip, aldım tarifi :)

Malzemeler:
  • 500 gr tavuk göğsü
  • 1 yumurta beyazı
  • 50 ml süt ( 1 çay bardağı) 
Kaplama için;
  • 3 yemek kaşığı toz badem
  • 3 yemek kaşığı susam
  • 1 yemek kaşığı kişniş tozu
  • 1/2 yemek kaşığı kimyon
  • 1 yemek kaşığı toz kırmızı biber
  • 2 yemek kaşığı kurkuma*
  • 1/2 çay kaşığı kekik
  • 1 çay kaşığı tuz
  • 1 çay kaşığı karabiber
*Bu baharatı Aliye Hindistan'dan getirmiş. Safran'a benzeyen bir baharat olduğunu belirtti. Grubumuzun gurmelerinden Sevgili Arif de, baharatçılardan bulabileceğimizi safran yerine kullanıldığı bilgisini verdi.

Yoğurt Sosu;
  • 125 gr yoğurt
  • 1 yemek kaşığı limon suyu
  • 2 yemek kaşığı zeytinyağ
  • 1 yemek kaşığı dereotu
  • iri çekilmiş badem (Arif'in önerisi)

Yapılışı:
  • Tavuk göğsü enlemesine ince olarak kesilir.
  • Üzerine süt dökülüp, 20-30 dakika bekletilir.
  • Bu arada tüm kaplama malzemeleri karıştırılır.
  • Yoğurt sosu malzemeleri karıştırılır.
  • Tavuk parçaları önce çırpılmış yumurta beyazına sonra kaplama tozuna daldırılır.
  • Az yağda kızartılır.
  • Yoğurt sosuyla servis edilir.
Bu güzel tarifi en kısa zamanda kendim de denemek istiyorum. Önce eksik baharatlarımı tamamlamalıyım.

Barış-3'e  sevgilerimle..Tanju Okan.. takılmadan   :-)

10 Temmuz 2011 Pazar

humus


Geçen haftalarda yaptığım bir lezzet. Adana'da yaşayan can dostumun elinden yemiş, ancak hiç yapmamıştım. Nohutlu Buğday Çorbası için kabarttığım nohutlar her zaman ki gibi fazla gelince, aklıma humus yapmak geldi. Hünerli Bayan Sevgili Müge'nin tarifini denedim.
Malzemeler:
  • 1 Su Bardağı Nohut
  • Yarım Su Bardağı Tahin
  • Yarım Limonun Suyu
  • 2 Çay Kaşığı Kimyon
  • 1 Çay Kaşığı Toz Kırmızıbiber
  • 2 Yemek Kaşığı Zeytinyağ
  • Tuz
Yapılışı:
  • Nohutlar akşamdan ıslatılır.
  • Ertesi gün suyu süzülüp, kaşıkla ezilinceye kadar haşlanır.
  • Haşlanan nohutların kabukları soyulur, robottan geçirilerek püre kıvamına getirilir.
  • Ayrı bir kapta zeytinyağ, tahin, limon, kırmızı biber, kimyon, tuz karıştırılır.
  • Ezilen nohuta ilave edilir. Arzunuza göre ölçülerde biraz oynayabilirsiniz. Nar ekşisi de ilave edilebilir.
Eşim daha önce humusun kuru domateslisini yemiş. Pastırmalısı da oluyormuş. Pastırmayı almayayım ama kuru domateslisini deneyeceğim.

27 Haziran 2011 Pazartesi

peynirli kabak salatası


Peynirli Girit Kabağını yaparken hazırladığım içi çok beğenince ortaya Peynirli Kabak Salatası çıktı.
İsterseniz bir kabak salatası tarifi de arşivden.. Közlenmiş biberlisi..

Malzemeler:
  • Yarım kilo uzun girit kabağı
  • Yarım su bardağı rendelenmiş tulum peyniri
  • Zeytinyağ
  • Dereotu
  • Pul biber
  • Tuz (peynirin tuzuna göre ayarlanmalı, koymamak en iyisi)
Yapılışı:
  • Kabakları kabuklarını soymadan az suda haşlayın.
  • Çatal batacak kıvama gelince, tavla zarı gibi küçük doğrayın.
  • İnce kıyılmış dereotu ve diğerlerini ilave edip karıştırın.
Kabak sevmeyen Yeşim'im bile çok sevdi :)

22 Haziran 2011 Çarşamba

peynirli girit kabağı


Tezgahta tazecik yeşil kabakları görünce dayanamadım, aldım yine. Daha önce de peynirli kabak yapmak için almış, ben vakit bulamayınca Baharcım domatesli kavurmasını yapmıştı.
Ama bu kez yaptım. Aynı malzemelerle iki ayrı sunum ortaya çıktı.

Malzemeler:
  • 1 kg girit kabağı (uzun koyu yeşil olanlardan, uzaktan tazecik salatalık sanırsın)
  • 1 küçük su bardağı kadar rendelenmiş tulum peyniri
  • Yarım demet dereotu
  • Kırmızı pul biber
  • 2 Yemek kaşığı zeytinyağ
Yapılışı:
  • Kabakları az suda haşlayın. Biraz diri kalması gerek.
  • Ortalarını bıçakla yarıp, dağılmadan içini çay kaşığınla biraz boşaltın.
  • Ayrı bir kapta rendelenmiş peyniri, ince kıyılmış dereotunu, pul biber ve zeytinyağını karıştırın.
  • Kabakların oyduğunuz kısımlarına doldurun.
  • Fırın kabına yerleştirip, dibine biraz haşlama suyundan koyun.
  • Önceden ısıtılmış fırında, 180 C'de 10-15 dakika üzeri kızarıncaya kadar pişirin.


Bu içi yaparken tulum peyniri ve kabak uyumunu çok beğendim. Elimde kalan kabakları da küçük küçük doğrayıp, yine tulum peyniri, dereotu, zeytinyağ, pul biber ilave ettim.
Oldu size Peynirli Kabak Salatası...

11 Haziran 2011 Cumartesi

yemek masamızdan


Üç sene oldu birlikte çalışmaya başlayalı. Her üzüntümü, her sevincimi paylaştığım kızkardeşim gibi. Aileden biri..
Baharım ve Sevgili Ailesi vardı yemek masamızda haftasonu...

Misafirlerime hazırladıklarım;
  • Nohutlu Buğday Çorbası (Resim çekilemedi)
  • Beşamel Soslu Sebzeli Tavuk, Dereotlu Bezelye, Pirinç Pilavı
  • Semizotlu Roka Salatası 
                                            

  •  Yoğurtlu Pancar
  • Yoğurtlu Havuç 

  • Humus
  • Deniz Börülcesi  
  •  Yaprak Sarma (Bahar'ın elinden)
  • Şambali Tatlısı (Resim çekilemedi)
Keyifli bir sohbet eşliğinde yedik yemeğimizi. Zamanın nasıl geçtiğini anlayamadık. Üniversiteye hazırlanan Sevgili Gizem ile sınavlar, meslekler, üniversite hayatıyla ilgili konuştuk uzun uzun. Kendi üniversite yıllarımıza döndük eşimle. Tecrübelerimizi paylaştık.
Hayatının ilk dönüm noktasında, ayakları yere basan, ne istediğini bilen ve bunu çok iyi ifade eden, yüzü kadar kalbi de güzel olan pırıl pırıl bir genç kız vardı karşımızda. Keşke gençlerimizin hepsi, hayatlarını belirleyecek bu sınavda Gizem kadar bilinçli olsalar...
Şansın bol, yolun açık olsun Gizem..

5 Haziran 2011 Pazar

susamlı tuzlu halkalar


Aylardır bilgisayarımda duruyor bu resimler. Yayınlamaya fırsat olmadı.
Hem basit hem de güzel bir tarif. Oğlumun en sevdiklerinden...

Malzemeler:
  • 1 paket margarin (250 gr)
  • 1 kahve fincanı sıvıyağ
  • 1/2 kahve fincanı sirke
  • 1 tatlı kaşığı şeker
  • 1/2 tatlı kaşığı tuz
  • 1 paket kabartma tozu
  • 1 yumurta
  • 4 su bardağı un
  • susam
Yapılışı:
  • Sıvıyağ, şeker, tuz, sirkeyi yoğruma kabına alın.
  • Üzerine oda sıcaklığında bekleterek yumuşayan yada biraz ocakta erittiğiniz margarini ilave edin.
  • 1 yumurtanın sarısın hamura ilave edin.
  • Tüm malzemeyi iyice karıştırarak iyice yoğurun. Ne çok sert ne de çok yumuşak olacak.
  • Hamurdan küçük halkalar yaparak, üzerine yumurtanın beyazını sürün. Ve susamla süsleyin.

Bu susamlı halkalar beni çocukluğuma götürüyor. Akhisar Şehir Pastanesi'nde torba içinde satılırdı. Birçok evde de bulunurdu. Aniden gelen misafirler için :)
İyi Pazarlar..

28 Mayıs 2011 Cumartesi

5. İstanbul blog yazarları buluşması


Hepsi yemek yapmayı, mutfağı çok seviyor haliyle. Çoğu benim gibi bloglarda gezinirken, ''Neden olmasın ben de yapabilirim'' düşüncesiyle başlamış blog yazmaya. Kimi emekli ya da ev hanımı olduğundan daha çok zaman ayırabiliyor mutfağa. Kimi de benim gibi vakit buldukça...

Geçtiğimiz haftalarda İstanbul'da 5. Blog Yazarları Buluşması yapıldı. Uzun zamandır yazıştığım, takip ettiğim blogcularla ile yüzyüze tanışmak için iyi bir fırsattı. Beni erkenden karşılarında görünce çok şaşırdılar :) Sevgili Yasemin, Sevil ve Zeynep çok başarılı bir organizasyon gerçekleştirmişler. Fenerbahçe Özsüt Atölye'de nefis bir kahvaltı eşliğinde gerçekleşen bu buluşma gerek afişler, sponsorlar, hediyeler ile gerekse ev sahiplerinin güleryüzü ile çok başarılıydı.
Özellikle sponsor konusunda ayrıca tebrik ediyorum kendilerini :)) İşte sponsorlar...
Magi, Henkel, Sofra Dergisi, Muratbey Peynirleri, Yonca Gıda, Chef Istanbul, Benetton, Altıparmak, Elit Çikolata, Roberto Bene, BecelAkdeniz Bujiteri, Merbalık Restaurant, Sustilo , Sebahat Güzellik Merkezi, Vazeline, Elidor

Herkes kucak dolusu hediyeler ile ayrıldı :)


Ben de diğer hediye paketlerimin yanısıra 6 aylık Sofra Dergisi aboneliği kazandım. En çok istediğim hediye olduğunu itiraf etmeliyim :)
Buluşmada Sofra Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Sevgili Esra Düzdağ ile de sohbet etme imkanım oldu. Sofra Dergisi ekibini İzmirli Yemek Blog Yazarları ile biraraya getirme konusunda görüştük. Umarım gerçekleştirebiliriz.
Sofra Dergisi Haziran sayısında 5.Blog Buluşmasına ve İzmir'den lezzetlere yer vermiş.
İzmir'de Kumru, balık, kokoreç, boyoz nerede yenir?
Kemeraltı, Kızlarağası Hanı, Sakızlı Türk Kahvesi...
Bunlar gibi İzmir'in birçok güzelliğinden bahsedilmiş. Meraklılarına duyurulur..

21 Mayıs 2011 Cumartesi

zeytinyağlı enginar


Ayçe Ablamdan...
-İşin var mı? Hadi şu yeni tencerenle bana enginar pişir :))
-Aaa tabii canım, hemen getir... dedi güleryüzüyle..
İnsanın etrafında nazının geçtiği, böyle güzel insanların olması ne güzel. Hayatı keyifli kılan değerlerden biri ...

Yazlık komşumuz olan Ayçe Abla'ya, bu anneler gününde Kanada'da yaşan Sevgili oğlu Arçın'dan ve Sevgili Dilek'ten güzel bir hediye gelmiş. Tefal'den NutriCook. Ve bu güzel tencereyle çok güzel yemekler pişirilmiş tabii. Vitamin değerleri, tazeliği, diriliği kaybolmadan..  Mutfakta zaten çok başarılı olan ustaya çok iyi bir yardımcı..

Ama tabi ben ısrarla yapraklı pişirelim dediğim için, zamanı yavaş yavaş geçmekte olan enginarların yapraklarının pişmemesi konusunda beni uyardı baştan. Gelelim tarife..

Malzemeler:
  • 6 adet enginar
  • 1 adet kuru soğan (orta boy)
  • 6-7 adet taze soğan
  • 1 yemek kaşığı un (silme)
  • 2 limon
  • 1 demet dereotu
  •  zeytinyağ, tuz
Yapılışı:
  • Enginarların dış kabukları epeyce alınır ve uçlarında ki sert kısımları kesilir. Temzilenen enginar ikiye bölünerek ortasında ki tüyler temizlenir.
  • Yarım kesilen limonla ovulup, içine çok az un konulan limonlu suya atılır.
  • Zeytinyağı ve soğanlar tencereye konularak biraz çevrilir. Ardından 1 yemek kaşığı silme un ilave edilerek karıştırılır.
  • Yaklaşık 2 su bardağı kadar sıcak su ilave edilip, enginarlar dizilir. (Burada su miktarını göz kararı ayarlamanız gerekir. Suyun enginarların üstüne çıkmaması gerek.)
  • Ardından 1 limonun suyu ve tuz ilave edilir.
  • NutriCook ile 5 dakikada pişiyor. Normal düdüklüde 10 -15 dakika yeter. Ama enginarlar taze ise dikkat edin erimesin. Arada kontrol etmekte fayda var.
Ellerine sağlık Ayçe Ablam..

9 Mayıs 2011 Pazartesi

havuçlu pasta

Tarçının Aşkı
Pastayı yaparken böyle bir isim koyuverdim. Tarçının gizli kahraman olduğunu düşündüğüm havuçlu kekimi, pastaya çevirmek istedim bu kez.
Tarçının aşkı kime?
Belki ceviz.. belki elma.. karar veremedim. İkisiyle de çok uyumlu :)


Daha öncede yazmıştım. Benim havuçlu kekim, aslında havuçlu-elmalı kek..
Beyaz krema ve karamelize olmuş havuç kesinlikle çok yakıştı bu keke. 

Malzemeler
Keki için:
  • 3 yumurta
  • 1 su bardağı şeker (kremasız olacaksa 1.5 bardak)
  • 1 su bardağı rendelenmiş havuç
  • 1 su bardağı  rendelenmiş elma
  • 1 su bardağı ceviz
  • 1 su bardağı çiçekyağı
  • 3 su bardağı un
  • 1 tatlı kaşığı tarçın
  • 1 paket kabartma tozu
Keki ıslatmak için:
  • 1 çay bardağı süt (istenirse)
Krema için:
  • 1 kg süt
  • 2 yemek kaşığı mısır nişastası
  • 3 yemek kaşığı tepeleme un
  • 1 paket krem şanti
  • 3 küçük kahve fincanı şeker
  • 1 paket vanilya
Üstü için:
  • 1 havuç
  • 1 yemek kaşığı şeker
  • 1 elma
  • ceviz 
  • 1 yemek kaşığı jöle (1 kase su için)

Yapılışı:
  • Önce yumurtaları çırpıyoruz.
  • Ardından sırasıyla şeker, çiçekyağ, havuç, elma, tarçın, un, kabartma tozunu ilave edip karıştırıyoruz.
  • Yağlayıp, unladığımız kek kalıbımıza hamuru döküp, 170 C'de yaklaşık 30 dakika pişiriyoruz. Her zamanki gibi fırınlardaki hacim ve ısı dağılım farklılığından dolayı sürenin değişebileceğini hatırlatmak istiyorum. Bu uyarı mutfağa yeni girenlere tabii :)
  • Bir tencerede süt, un, vanilya ve şekeri karıştırıp kremayı pişiriyoruz.
  • Soğuyunca içine krem şanti 2-3 dakika çırpıyoruz.
  • Kremayı buzdolabında dinlenmeye bırakıyoruz.
  • 1 havucu rendeleyip, şeker ile karıştırarak kısık ateşte karamelize ediyoruz. Burada çok az tarçın ilavesi hoş oluyor.
  • Kek soğuduktan sonra enlemesine ikiye kesilir ve istenirse 1 çay bardağı süt ile ıslatılır. Eğer ıslatmazsanız kek ilk gün biraz kuru kalıyor. Ama bir gün sonra  kremanın nemini alınca süper oluyor.
  • Krema kekin arasına ve üstüne sürdüm.
  • Karemelize olmuş havucu pastanın ortasına koydum.
  • Bir kaseye koyduğum ılık suyun içinde, 1 yemek kaşığı jöleyi erittim.
  • 1 elmayı ince ince dilimleyip, henüz katılaşmamış jöleye daldırıp pastanın üzerine sıraladım. Bu şekilde elmaların kararmasını önlemiş olduk.
  • Kalan kısmını da dövülmüş ceviz ile süsledim.
Biraz uzun gibi görünüyor ama, iyi bir sıralamayla kısa sürede bitiyor.

6 Mayıs 2011 Cuma

neler oluyor hayatta


İki ay olacakmış neredeyse...
Bloglara verilen uzun soluklu cezadan sonra, bu kez ben oturamadım bilgisayarımın başına. Umutla bloglara dokunan elin kalkmasını beklerken, bu kez benim elim varmadı klavyenin tuşlarına...

Neler oldu bunca zaman?

Mısır'da başlayıp dalga dalga yayılan küresel krizden mi bahsetmeli,  yoksa Japonya'da yaşanan depremden ve ardından yaşanan nükleer felaketten mi? Bu ve benzer sebeplerden hayatını kaybeden insanlardan mı?
Geçen ay yaptığım Polonya seyahati dönüşünde, Varşova-Münih uçağının rötar yapmasından dolayı İzmir uçağını  kaçırınca, soluğu Lufthansa servisinde aldık. Heyecanla  ve sinirle karışık uçağı kaçırma nedenlerimizi anlatıyorduk ki; görevli bize;
-Bakın Japonların başına neler geldi. N'olacak uçağı kaçırdıysanız, dert etmeyin... gibi birşeyler dedi. Bunu özellikle bir Alman'dan duymanın şaşkınlığı ile çaresiz başka uçuş arayışlarına girdik...

Gerçektende öyle değil mi ? Bazen yaşadığımız sorunlarla kendimizi gereğinden fazla yıpratıyoruz aslında. Oysa ki zaman kendi adaletiyle, her şeyi yoluna koyuyor.

Bundan böyle güzel tarifler, keyifli etkinliklerle devam edecek paylaşımlarım.. Vakit buldukça..

12 Mart 2011 Cumartesi

suçumuz ne ?


İki yıldır bu sayfada kendimce birşeyler yapmaya ve yazmaya çalışıyorum. Aslında sadece yemek tarifi veriyor gibi görünsem de, öncelikle bana beni yansıtıyor bu blog. Mutlu oluyorum..
Maalesef kendime zaman ayırdığım, beynimi dinlendirdiğim, keyif aldığım bu işi 10 gündür yapamıyorum.
Bazı yöntemlerle görebiliyorum bloğumu.. Şu an da sizin beni okuduğunuz gibi.. O kadar tarif ve etkinlik haberi var ki bekleyen.  Ama içimden gelmiyor yazmak, küstürdüler beni..

Konuyu bilmeyen tanıdıklarımdan mailler, telefonlar alıyorum.
Mahkeme kararı işi nedir? Ne oldu? diye endişeyle soruyorlar.

İnsanın düşünme ve yazma özgürlüğünü savunurken, iki kişi yüzünden yüzlerce kişinin üstelik blog içerikleriyle  alakasız bir konuda cezalandırılmasını hayretle ve üzüntüyle karşılıyorum.
Bloglar açılıncaya kadar yayın yapmayacak ve farklı bir adrese de geçmeyecektim aslında. Ama yine bu blog sayesinde tanıştığım güzel insanlarla ile biraraya geldiğimiz İGLO Etkinliği'ni yayınlamaya karar verdim.. bir an önce blogların açılmasını umarak..

İGLO İzmir'e geldi..


İGLO 5 Mart Cumartesi günü İzmirli Yemek Blog Yazarlarıyla buluştu. Karşıyaka Deniz Restaurant'ta İGLO Yemek Danışmanı Tijen AKTAY ve Genel Koordinatör Serra Tunaman ile çok keyifli ve bol lezzetli bir etkinlik gerçekleşti. 

Sevgili Tijen'in güleryüzü, katılımcılarla tek tek ilgilenmesi, mutfağa girerek bize kendi tariflerini hazırlaması, Serra Hanım'ın bizleri İGLO ürünleri hakkında bilgilendirmesi bu etkinliğin çok keyifli geçmesini sağladı.  Hem sohbet edip, hem de İGLO'nun %100 doğal ve katkısız ürünlerini tatma şansımız oldu.

Dondurucusunda ki tüm ürünleri evde hazırlayıp donduran biri olarak, İGLO ile farklı bakış açıları kazandım bu etkinlikte. Uygun şartlarda dondurulmuş gıdaların en taze gıda olduğunu öğrendim mesela.. İGLO'nun  bahçe bezelyesini tarladan toplandıktan 2,5 saat içinde -40ºC’de dondurarak besin değerlerinin korunmasını sağladığını..
Ayrıca evde yapılan dondurma işleminde sebzelerin -18 ºC’ye yavaş yavaş ulaşırken, İGLO'nun şoklayarak -40 ºC’de dondurma işlemini yaptığını öğrendim.  Bu yöntemle gıdanın besin değerlerini koruyarak, ilk günkü gibi taze kaldıklarını... Bu bilgiler ve daha fazlası İGLO sayfasında...

Tabii her ne kadar gıdalar uygun şartlarda da dondurulmuş olsa, üretim sonrası faaliyetler de çok önem taşıyor. Tüketiciye kadar, nakliye ve depolama şartlarının uygunluğu ve bu donma zincirin kırılmaması çok önemli. İGLO'nun bu konuda da aynı hassasiyetle çalıştığını düşünüyorum.

Öğle yemeğimiz İGLO'nun bir çok ürünün yer aldığı zengin bir menüden oluşuyordu.
-Tereyağlı karabiberli bardakta İGLO Mısır ve Bahçe bezelyesi
-İGLO Alaska Mezgit Çorbası
-Fish Fingers
-Vegetable Fingers
-Somonlu Kanepe
-Prenses Patates
Ara sıcak olarak sunulan bu lezzetler, Kremalı Acı Sos ve Sarımsaklı Maydanozlu Mayonez Sos ile servis edildi. Herbiri oldukça lezzetli olan bu ürünler, özellikle yemek yeme problemi olan çocuklar için, balık ve sebze alternatifi olabilir...


Peynirli İGLO Gurme Karides Salatası başlı başına bir ana yemek gibiydi. 


Kremalı Hardal Soslu İGLO Steamfrehs Sebze Salatası ile servis edilen İGLO Akdeniz Levreği ve İGLO Ege Çipurası

İGLO bu konuda da iddialı.  Balıklar denizden çıkarıldıktan sadece 3 saat sonra dondurulup, sızma zeytinyağı, defne yaprağı ve limonlu marine sosuyla paketleniyor.  Evde zahmetsiz  bir şekilde hazırlanıp, sofradaki yerini alıyor.


İGLO'nun sebze ve deniz ürünleri dışında dondurulmuş milföyü de bulunmakta. Yemeğimizin kapanışını kaymaklı dondurma ile servis edilen Çikolatalı İGLO Milföy ile yaptık. Lezzeti kadar görünüşü de çok güzel olan bu tatlı, aniden gelen misafirler için kolayca hazırlanabilir.
Tüm bu tariflere ve daha fazlasına hem İGLO sayfasından hem de Tijen'in bloğundan ulaşabilirsiniz.


Deniz Restaurant'tan İGLO'nun bizler için hazırlamış olduğu İGLO ürünleri çantasıyla ayrıldık. Bu güzel tadım etkinliği için Sevgili Tijen'e, Serra Hanım'a ve İGLO'ya  çok teşekkürler...


Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...