29 Nisan 2010 Perşembe

enginar dolması

MİDYE DOLMA GİBİ..
İlk kez yaptım.. Şu enginardaki yaprak sıyırma olayını sevdim ben. Arasına bol limonlu pirinç de girince, Sevil Abla'nın dediği gibi midye dolma gibi oldu hakikaten..

Malzemeler:
  • 4 orta boy enginar
  • 1 su bardağı pirinç
  • 2 adet taze soğan
  • 1 demet dere otu
  • tuz
  • 1 limon
  • zeytinyağı

Yapılışı:
  • 1 su bardağı pirinci kabarttım.
  • Enginarların dış yapraklarını, beyazlar kısımları ortaya çıkana kadar attım.
  • Enginarları tersinden bankoya vurarak, yapraklarını açmaya çalıştım.
  • İyice yıkadım. Tüylerini almadım ortasından. En içteki küçücük yapraklar onları kapatıyor.
  • Kabarttığım pirince 1/2 limon suyu, doğranmış bol dereotu ve taze soğanları  ilave ettim.
  • Tuz ve az karabiber koydum.
  • Enginarların yaprakları arasına bu karışımı koyup, yayvan bir tencereye sıraladım.
  • 1,5- 2 bardak kadar sıcak su ilave ettim. (Enginarı diğer sebze yemekleri aksine bol suyla yapıyorum.)
  • Üzerine 1/2 limon suyunu da (hatta fazlasını) ekleyip, ocağa koydum.
  • Arada suyunu pirincin üzerine dökerek pişirdim.

Yenilişi:


  • Eğer pirinçler pişmezse deyip çok pişirdeyseniz, enginarı dikkatlice tabağınıza alın. Zira yaprakları ayrılabiliyor:))
  • Suyundan da almayı unutmayın.
  • Yapraklarını pirinçlerle bir sıyırarak yiyin.
  • Yapraklar bitince....
  • Ortaya hazine çıkıyor. Kalan en küçük yaprakları da alın hatta yiyin..
  • Tüylü kısmı ayırıp, kalbe ulaşın..
  • Afiyet olsun...

20 Nisan 2010 Salı

az yağda hamsi

Ümit Abla balıkları unutmadım ..
Unutur muyum .. Üstelik tadı da damağımda ..

Balıkları yağda kızartacağız sanmıştım .. Bol yağda ..
Ümit Abla tavaya cok az yağ koydu. Hamsileri fotoğraftaki gibi sıraladı ..
Bir tarafları pişince düz bir tabak yardımı ile ters çevirdi ..
Aaa ne kadar kolay ve hafif .. Sevdim bu işi ..
Hemen fotograf makinesiyle 15 dakika önce tanıştığım Ümit Ablanın tepesine dikildim ..


Yeşim'in mutfağında tanıştık bu güzel insanla ...
Sevgili Arkadaşım, hemen pişirmesi için balıkları tutuşturdu komşusunun eline .. Bana 'hadi irmik tatlısı yapalım' deyip, malzemeleri önüme koyduğu gibi:))

Olmaz ki .. misafir bu kadar da çalıştırılmaz ki ..

16 Nisan 2010 Cuma

deniz börülcesi


Nefis bir tat..
Sanırım daha çok Egelilerin bildiği bir lezzet.. Şimdi de tam zamanı..
Denizde değil, ama deniz sularının gelgit yaptığı yerlerde yetişiyormuş. O yüzden tuzlu.. Ama sonbahara kadar rengi kırmızıya döner ve içerdiği tuz oranı artarmış. 

Hazırlanışı:
  • Zaten tuzlu olduğundan, haşlarken suyuna tuz konulmuyor.
  • Yumuşayıncaya kadar haşlayın.
  • Yumuşayınca sudan alıp, soğuk suyun içine atın ki yeşil kalsın rengi.
  • Kılçıkları var bu bitkinin. Haşladıktan sonra onları sıyırarak alın.
  • Daha sonra sarımsak, limon ve zeytinyağ ile hazırladığınız sosu üzerine dökün..

Ben sarımsaklı yoğurtlusunu da yapıyorum. O da çok nefis oluyor..
Süper bir mezedir kendileri..

13 Nisan 2010 Salı

bahar salatası


FAVORİ SALATAM..
Semizotu tezgahlarda görünmeye başlayınca  marulu bırakıp, bu güzelleri taşırım masama.
Bol roka, nane ve taze soğan eşlik eder semizotuna.
Bunlara hiç bıçak değdirmem..
Hepsini elimle bölerim..
Maydanoz da ilave ederim ama çok değil 1-2 dal..
1 tane taze soğanı ve 1 salatalığı da doğrayıp eklerim üstüne..
Fazla yormadan bu güzelleri  alt üst ederim nazikçe.. Tazelikleri, görüntüleri bozulmasın, topraktaki kadar diri kalsınlar isterim :)
Sonra sosuna sıra gelir..
Limon ve zeytinyağını, nar ekşisiyle buluşturum..
Bana göre bu salatada ki başrol oyuncuları nane ve nar ekşisi..
Süper tadı onlardan alır..
Üstüne  2-3 siyah zeytin attım mı, bu müthiş tablo ortaya çıkar...
Bu aralar akşamları her yemeğin yanında bu güzel salata var bizde..
Buyrun, bekleriz...


11 Nisan 2010 Pazar

iç baklalı enginar

Hiçbir yemeği bu kadar 'hımm.. harika.. nefis.. ' diye yemiyoruzdur..
Hergün yapsam itiraz etmeyiz sanırım.  Mevsimi geçmeden doya doya yemek için, pazarda, markette, manavda gözüm hep onlarda... 
Bezelyelisi, sadesi, baklalısını yapıyorum sıradan. Dolması da çok güzel oluyormuş. Hiç yemedim ama meraktayım..

Malzemeler:

  • 5-6 adet enginar
  • 1 kg kabuklu iç bakla
  • 1 orta boy soğan
  • 3-4 dal dereotu
  • 1 adet limon
  • tuz
  • zeytinyağ

Yapılışı:
  • Temizlemeye elim iyice alıştı artık. Temizlenmesini daha önce zeytinyağlı enginar yazımda bahsetmiştim.
  • Enginarların dış yapraklarını soydum, uçlarını ve saplarını kestim, dörde bölerek içindeki tüyleri temizleyip limonlu suya attım.
  • Baklaların önce dış kabuklarını temizledim. İç baklayı Gümüldür'den aldığımda, köylü teyzeler 'hadi kızım sen dolaş biz temizleyiverelim..' derlerdi. Pek hoşuma giderdi bu teklif, bu kez iş başa düştü.
  • Daha sonra iç kabuklarını da temizledim. İsterseniz çizip, sıcak suya attığınızda baklalar açılır hemen. Kabuğu ayırması kolay olur. Ama ben sıcak suya koymadan temizledim bu kez..
  • Daha sonra iri iri doğradım soğanları ve zeytinyağında biraz kavurdum.
  • Sıcak suyu ilave ederek, üzerine 1 limonun suyunu ekledim. Miktar fazla olduğundan ve limonu bu yemeğe çok yakıştırdığımdan, 1 limonun tamamını koyuyorum. Hatta yerken de tabağımda bir daha koyuyorum:)
  • Enginarları yıkayıp, kaynayayn suya attım.
  • Baklalar çok çabuk piştiğinden, 10-15 dakika sonra onları ilave ettim.
  • Bir 10-15 dakika sonra tuzunu ilave edip, altını kapattım. 


Bu bahar yemeğinin yanına, bahar gibi bir salata yakıştı doğrusu..

2 Nisan 2010 Cuma

kağıtta köfte-manisa



Baktım bloglara bahar gelmiş, her yer çiçek açmış. Blog camiası bahardan, çiçekten, börtü böcekten bahsediyor. Ben de eksik kalmadım tabii. Oğlumun haftasonu çektiği çiçek resimlerini koyuverdim hemen..



Manisa Organize'ye çok sık gidiyorum iş için. Organize Bölgesinin yanında ki Sanayi Sitesinde bir köfteci keşfettim. Ali Baba Kağıtta Köfte. Çok beğenmiştim  gittiğimde, hem köfteyi hem de ortamı... Küçük, kendi halinde ama hoş bir yer. Epeyce de kalabalık oluyor. Beğeniliyor demek ki.. Geçtiğimiz cumartesi günü öğle vakti Akhisar'a giderken, karnı acıkan beyler için iyi bir seçim olabileceğini düşündüm. Bu çiçek resimleri de orada çekildi.


Gelelim kağıtta köfteye.. Bu köftenin tek özelliği servisin tabakta değil de kağıtta yapılması. Ama tabii köftenin tadı da çok güzeldi. Yanında domates, közlenmiş biber, soğan ve yeşilliklerle servis ediliyor. Bunlar ne kadar da yakışıyor köfteye.. köfte, yanındaki bu güzellerle köfte oluyor bence..  Ortaya da dilimlenmiş bir bütün ekmek geldi çıtır çıtır.. Ben bir ayran söyledim, baba-oğul her zaman ki gibi cam şişede kola istediler. Keyifle yedik kağıtta köftelerimizi.. Ha unutmadan kokoreci de pek meşhur buranın. Onun da tadına baktık tabii...

İşte şimdi  bahar, güneş ve canlanan doğa çarpıyor ya herkesi.. ben de o gün çarpıldım...Havanın güzelliği, kısa bir yolculuk hali, değişik lezzetler çarptı beni.. Canım şöyle yollara düşüp, istediğimiz yerde durup, farklı yerlerin farklı tadlarını alabileceğimiz küçük bir tatil istedi. Küçükken babamla yaptığım gibi laleler toplamak istedim yol kenarlarından.
Sonra kendime geldim.. 

-Önünde anlamsız, tekrar eden, yüklü bir program var şimdi. Ya da kendi içinde anlamı olan..bilemedim işte.. Sonraya sakla iştahını..
-Ama bahar çabuk biter buralarda.. kavurucu sıcaklar gelir hemen..
-Öyleyse piknik yapmalı eskisi gibi, ya da bir Kordon sefası.. Çıkarılmalı bu baharın tadı..

İyi Tatiller..
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...