Bloglara verilen uzun soluklu cezadan sonra, bu kez ben oturamadım bilgisayarımın başına. Umutla bloglara dokunan elin kalkmasını beklerken, bu kez benim elim varmadı klavyenin tuşlarına...
Neler oldu bunca zaman?
Mısır'da başlayıp dalga dalga yayılan küresel krizden mi bahsetmeli, yoksa Japonya'da yaşanan depremden ve ardından yaşanan nükleer felaketten mi? Bu ve benzer sebeplerden hayatını kaybeden insanlardan mı?
Geçen ay yaptığım Polonya seyahati dönüşünde, Varşova-Münih uçağının rötar yapmasından dolayı İzmir uçağını kaçırınca, soluğu Lufthansa servisinde aldık. Heyecanla ve sinirle karışık uçağı kaçırma nedenlerimizi anlatıyorduk ki; görevli bize;
-Bakın Japonların başına neler geldi. N'olacak uçağı kaçırdıysanız, dert etmeyin... gibi birşeyler dedi. Bunu özellikle bir Alman'dan duymanın şaşkınlığı ile çaresiz başka uçuş arayışlarına girdik...
Gerçektende öyle değil mi ? Bazen yaşadığımız sorunlarla kendimizi gereğinden fazla yıpratıyoruz aslında. Oysa ki zaman kendi adaletiyle, her şeyi yoluna koyuyor.
Bundan böyle güzel tarifler, keyifli etkinliklerle devam edecek paylaşımlarım.. Vakit buldukça..
6 yorum:
Merhaba, ne güzel yazmışsınız:)
Kısa ama öz ne çok şeye değinmişsin Esma cım:) İyi ki döndün...
Sevgilerimle...
Esmacım; biz hem çok kaderci, hem de bir o kadar kadere karışan, müdahale eden bir milletiz.Oluruna bırakmayı hiç sevmiyoruz.. Çelişkiliyiz vesselam:)) Her teldeniz..Hoşgeldin canım..
bloğunuz çok keyifli sizi izlemeye aldım bende beklerim
Ne acaip bir dönemdi. Hoş bitmiş de sayılmaz. Dünyanın gidişatına bakınca tenim üşüyor, ruhum bunalıyor, gözüm kararıyor...
Almanın yorumuna koptum...
PAsta çok güzel, elma ve havucu çok yakıştırırım biribirine ellerine sağlık canım.
İnşallah bir başka İzmir seyahatinde sohbet etme zevkini elde edebilirim.
sevgilerimle
Yorum Gönder